KASTAMONU Gazeteciler Cemiyeti (KGC) Başkanı ve Türkiye Gazeteciler
Konfederasyonu (TGK) Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Yılmaz, medya sektörünün büyük bir
darboğazdan geçtiğini belirterek, sorunlara çözüm getirilmesinin önemine vurgu yaptı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü nedeniyle açıklama yapan KGC Başkanı
Erkan Yılmaz, medya kuruluşları ve bu kuruluşlarda çalışan medya emekçilerinin zor bir
süreçten geçtiğine dikkat çekti.
Yılmaz şunları söyledi;“10 Ocak’ı, yaşanan sorunlar ve geri alınan haklar nedeniyle“Çalışan Gazeteciler Bayramı” değil “dayanışma günü” olarak kutluyoruz. Zira mesleki yasaların çıkarılmasından basın özgürlüğüne kadar birçok konuda düzenleme beklediğimiz bu
dönemde medya sektöründe faaliyet gösteren kurumlar ve emekçiler olarak bir 10
Ocak’ı daha sayısız sorunla geride bırakıyoruz. Öncelikle gazetelerimiz çok zor
durumda. Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve mürekkep başta olmak üzere
tüm malzemelerin döviz cinsinden fiyatları artıyor. Kısacası meslektaşlarımın ve
gazetelerimizin sorunları çok, keyifleri de yok.
Bugünün önemine değinecek olursak; Bilindiği gibi 10 Ocak 1961, basında çalışanların
haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın
emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem
tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin
yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini
güvenceye bağlamaktaydı.
Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki
yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak
1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir
bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar
bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’nı gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere en
kısa dönemde ulaşmayı diliyorum.”
Yerel basının desteklenmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Erkan Yılmaz,
Kastamonululara bir de çağrıda bulundu. Yılmaz: “Gazetelere, radyolara, internet haber
sitelerine ve internet televizyon kanallarına reklam vermek, destek olmak ayıp bir şey
değil, ayrıca bir sosyal sorumluluk projesidir. Çünkü sizin basına verdiğiniz her kuruş,
reklam, kamu adına görev yapan bir yayıncılığa verilmiş reklamdır. Tabii ki gazeteler
reklamlarla yaşayacak, abonelerle yaşayacak. Buradan özellikle rica ediyorum,
Kastamonu basınını destekleyin”
Kamu kurumlarının resmi ilandan kaçınma eğilimine dikkat çeken Erkan Yılmaz:
“Bürokrasinin, resmi ilanları kamuya yük olarak algılaması, ‘resmi ilandan kaçınma’
eğilimini sürdürmüştür. Tahtaya asma, işleri birleştirerek tek ilan verme, işleri
parçalayarak ilandan kaçınma, doğrudan temin yöntemini seçme, acil alım yöntemine
başvurma, kamu ihale mevzuatına aykırı olarak ilanları özet olarak yayınlama gibi
yöntemlerle ilanlardan kaçınılmaktadır. 195 Sayılı Basın İlan Kurumu Kanunu, Kamu
İhale Kanunu ve İcra İflas Kanunu’na aykırı olmak üzere ilandan kaçınma, hem yasa
hükümlerini yerine getirmemek bağlamında suç, hem serbest rekabeti sağlamada
konusunda eksiklik, hem de yerel gazetelerin hayatiyetlerini tehdit eden bir sorun olarak dikkat çekmektedir” dedi.
Kamu kurumlarına abonelik çağrısını yineleyen Yılmaz: “Bazı kamu kurumlarımız yerel
gazetelerimizi tasarruf tedbirlerini de gerekçe göstererek hiç okumazken, bazıları ise
gazete seçme yoluna gidiyor. Kurumlarımız memleketimizde neler oluyor, gazetelerde
hangi haberler ve köşe yazıları yer alıyor bunları takip etmeliler. Bize her defasında
bütçe ve genelge mazeretini öne sürmemeliler. Bu anlamda kamu kurumlarımıza bir kez
daha gazetelerimize abone olmaları yönündeki çağrımı yineliyorum” diye konuştu.
5953 sayılı basın çalışanlarının haklarını düzenleyen yasa, 10 Ocak 1961 tarihli 212
sayılı yasa ile getirilen değişikliklerle basın sektöründe çalışanların özlük haklarında çok
önemli kazanımlar sağladı. Bu kazanımlar, dönemin Türkiye Gazeteciler Sendikası ve
basın örgütleri tarafından “bayram” olarak kabullenildi.
Ne var ki, basın işverenleri yasayı protesto etti ve gazetelerini çıkarmama kararı aldı. 3
gün süre ile 5 büyük gazete, işverenlerin kararı ile yayınlanmadı.
Gazeteciler, okuru gazetesiz bırakmamak amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı
altında kenetlendiler ve “Basın” adı altında gazete yayınladılar.
Gazete yöneticisinden, üretimin her aşamasında görevli emekçiye kadar tüm basın
çalışanlarının sendika çatısı altında kenetlenmeleri, gazete sahiplerinin direnişini kırdı.
212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi ve yaygın uygulama alanı kazandı. Ancak,
özellikle 1990 sonrası dönemde ve basından medyaya dönüşüm sürecinde, sermayenin
sektöre girmesiyle bu kazanımlar “uygulamada” tek tek elden çıktı.
ASAYİŞ
05 Aralık 2025
1
Hasan Arda Kaşıkçı Kimdir? Htalks YouTube Kanalının Yükselen Yüzü
986 kez okundu
2
Kastamonu Emniyet Müdürlüğü’nden başarılı bir operasyon
851 kez okundu
4
Ilgaz Kayak Merkezinde kar yağışı etkili oluyor
595 kez okundu
5
Enkaz Destekleme Eğitimi verildi
554 kez okundu