Ağzınla Kuş Tutsan Nafile Deyimi’nin anlamı nedir?İlk Ne zaman ortaya çıktı?

Günümüzün popüler kalıpları arasında yer alan ağzınla kuş tutsan nafile deyimi nereden geliyor? Hemen her iş için kullandığımız bu kalıp ağzıyla kuş tutsa olarak da tercih ediliyor. Bununla birlikte ne kadar çaba göstersen ve uğraşsan da olmayacak, anlamı taşıyor. Ayrıca bundan sonra yapacağınız işlerin herhangi bir etkisi olmayacak. Çünkü sonucu hiçbir şekilde değiştirmeye gücünüz yetmez manaları bulunuyor. Türkçe için çok yaygın olan bu deyimin hikayesi aslında her şeyi açıklıyor.

Ağzınla Kuş Tutsan Nafile Deyimi'nin Anlamı

Osmanlı Devleti’nin güçlü ve heybetli olduğu dönemlerde geçen bir hikaye söz konusudur. Kanuni zamanı olduğu ifade edilmekle birlikte deyimin hikayesi sarayda geçer. Çeşitli politik durumlardan ötürü Osmanlı ile Fransa arasında iyi ilişkiler bulunur. Bununla birlikte Osmanlı’nın Fransa için çeşitli destekleri olur. Özellikle İspanya ile mücadele etmesi noktasına maddi olarak da katkılar verir. Ayrıca ana hedef ise Fransa’nın Avrupa içinden koparılmasıdır.

İlk çıkış noktası Osmanlı Zamanından kalan bir  Hikaye üzerine dayanır

Akdeniz’de Osmanlı Bayrağı açarak Fransız gemileri serbestçe dolaşır. Ancak hemen her sorun olunca Fransız elçisi soluğu Osmanlı Sarayı’nda alırdı. Topkapı Sarayı’nın merdivenlerini aşındıran elçi, her konuda Sultan ile görüşmek isterdi. Sonrasında ise ya ret ya da olumlu cevap alırdı. Günlerden bir gün bir kez daha Fransa ordusu ile ilgili bir konu söz konusuydu. Huzura kabul için gelen Fransız elçisi, hızlı bir şekilde görüşmek istedi. Ancak Kızlar Ağası buna izin vermedi. Bir süre bekledikten sonra bir kez daha hemen içeri girerek Padişah ile görüşmesi gerektiğini dile getirdi. Ayrıca acele olmasından ötürü ısrarı fazlaydı. Kızlar Ağası ise sabırsız Fransız elçisine dönerek:

• Saatlerdin neden laftan anlamıyorsunuz? Sultanımız bugün oldukça gergin ve hiddetli bir vaziyette. Asla sizinle görüşmesi de mümkün değil. Sizden önce Frenk Hokkabaz geldi de hünerlerinin hepsini gösterdi. Ancak nafile oldu. Külahından tavşan çıkarıp yanan demirleri ağzında söndürdü. Hatta havaya uçurduğu kuşu çağırıp ağzına konmasını sağladı. Yine de Sultanımız hiçbir şekilde umursamadı. Huzurundan kovup yalnız kalmak istedi. Senin anlayacağın, ağzınla kuş tutsan nafile elçi. Bundan daha büyük hünerler yapacağım dersen huzura alabilirim.

Yıllardır dilimizde olan ağzınla kuş tutsan olmaz deyimi işte buradan geliyor. Osmanlı’nın Topkapı Sarayı’nda Kızlar Ağası olan kişinin bu cümleleriyle bir deyim yeşeriyor. Muhatap ise Fransız elçisi olurken ilginç bir hikaye ortaya çıkıyor. Her ne kadar çoğumuz bilmesek de hikayeyi, kullanmaya devam ediyoruz.